Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | en yavaş | slowest adj. | ||
The slowest must no longer be allowed to set the pace. En yavaş olanın hızını belirlemesine artık izin verilmemelidir. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | bir üretim sistemindeki en yavaş halka | bottleneck n. |
Industry | ||
Industry | bir üretim sistemindeki en yavaş halka | bottleneck n. |
Slang | ||
Slang | ekipteki en yavaş kırkıcı | drummer [australia/new zealand] n. |